Son dönem çekilen, vizyona giren ya da girmeye
hazırlanan filmlerin çoğunda ortak bir tema fark ediyorum; dünyayı terk etmek...
Çocukluğumdan beri en merak ettiğim, üzerine
hayaller kurduğum sonsuz bir alan uzay. Sonsuzluğu, bilinmezliği, kendine çeken
bir yönü vardı hep. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada yayılan Neil deGrasse
Tyson’ın konuşmasının yer aldığı bir video bu duruma
açıklık getirdi; “biz oraya aitiz; orası da bize”...
Kendi adıma bu teoriyi çok sevdim. Sanki
dışımızdaymış mantığıyla yaklaşınca çok daha uzaklaşıyordu; oysa her zaman
bizimle olan içinde yaşadığımız bir alandan söz ediyoruz.
Bizim dışımızda olanı, merak etme çözme
ihtiyacı. Bilimi her zaman severim. Yepyeni olana ulaşmanın keyfi, bilinmeyeni
teoriler ve deneyler üzerinden çözme serüveni.
Bilim insanlarının yaşamlarını öğrenmeyi de
severim... Dünyada eşi benzeri görülmeyen özveri örnekleri; eğer ilgi
duyuyorsanız ünlü bilim insanlarının hayatlarını gözden geçirmenizi öneririm. Bu
dünyaya bakış açıları, bizim algıladığımızdan çok öte bir düzeyde. Onlarda
bahane yok, engel yok; durmak bilmeyen ispat arayışlarıyla adadıkları
yaşamları, bugünkü rahatlığımızın da temelleri bir yerde.
Konumuz uzay ve evimizi oraya taşıma...
Uzay’ı seviyorum dedim ya bunun binlerce
sebebi bulunabilir, çoğu için de aynı durumun olduğu kesin. Oraya taşınmak
ister miyim? Cevabım kesin bir hayır!
Enteresan bakış açımla; burada bulunan
kaynakların kurutulması, dünyanın yaşanmaz bir yer haline gelmesi, her gün yaşanan
kargaşa, kaosun tabiat anayı da fazlasıyla etkilediğini düşünenlerdenim ben.
Üzerinde karmaşaların olduğu coğrafyalarla;
sakinliğin olduğu coğrafyaları karşılaştır sadece. Doğanın kendini kısıtladığı
yerleri şöyle bir düşün, kendini sınırsızca büyüttüğü alanları sonra. O zaten
cevapları yüzyıllardır veriyor; uyarı sinyallerini de gönderiyor. Kendini bu
kadar kolay yenileyebilen bir yerde, atılacak küçücük adımlar bile bütünü
etkileyen sonuçlar doğurabiliyor.
Gitmek; seyahatler, geziler, merak için elbet
olabilir. Ama kalıcı gidiş dünyanın da bitişi anlamına gelir, bizlerden sonraki
nesillerin de burada yaşayabilecek kadar şanslı olabilmesi için neler mümkün?

Bu da bir hayal değil, kendine bir çiçek
alarak bu teoriyi basit bir laboratuvar
(kendi evin) ortamında kendine ispat edebilir; küçük çaplı bir bilim
insanı rolüne girebilirsin...
Yaşadığımız dünyayı hayallerimizin bile
ötesinde güzelliklerle doldurabilmemiz için başka neler mümkün?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınız Bizim İçin Çok Değerli..