Mutlu olma, mutlu olmayı seçme üzerine yazılar
yazdım. En önemlisi hayata bunu hediye etmek; peki nasıl?
Aynen yukarıdaki gibi sorarak ve karşına
çıkanı alıp kabul etme farkındalığıyla. Bende bu nasıl başladı. Beni ne mutlu
eder? diye sordum bir gün. Sonrada unuttum gitti....
Uzun zamandır el sanatlarına, beceri ve
yetenekle birleşen bu harikulade dünyaya ilgi duyarım. Hani yaptın mı hiç diye
sor; “hep bu konuda ne kadar da yeteneksiz olduğumu” söyleeer dururum. Tamam
çocukken ilkokulda öğrendiğimiz kadar dikiş falan biliyorum (şimdi öğretiliyor
mu bilmiyorum ama ben dikişi orada öğrenmiştim) ama oldum olası el yeteneğine
dayanan işlerden kaçarım. Kesin bir yargıyla “ben yapaaaamaaamm”...
“Bünye kabul etmez, bu bir yetenek” diye de
sıralarım. Bilgisayar kullanırım mesela, teknolojik cihazlara ilgim vardır ama
iş bu tür becerilere gelince her zaman uzak durmuşumdur. Hayatına en büyük
mutluluklardan birini bu sanat faaliyetlerinden biri getirecek dese biri
geçmişte; hayatta inanmaz iyi de salladın derdim.
Sonuç; “büyük laf etmeeee!”. Bu hayat ve sana
ne sürpriz hazırlayacak bilemezsin.
Mutluluk bana “cam boncuk”la geliverdi mesela.
Evet, evet yanlış okumadın... Cam çubukların şaloma ateşinde çok yüksek ısıda
eritilmesiyle yapılıyor. Boncukların tasarımı tamamen sana ait. Elbette
uygulama teknikleri var ama her birinde senin yaratıcılığın büyük önem taşıyor.
O güne kadar eline buna benzer bir çalışma almamış beni, eğiten sevgili Hocam
Aysun Türkyaman’a da buradan sevgilerimi iletiyorum. Zira kendisinin büyük
sabrı olmasa iş buralara kadar varamazdı. Nihan Ertürk Tüfekçioğlu hocaya da çok
teşekkür ediyorum. O, camdaki katkısının yanı sıra beni Yoga’nın dengeli
yaşamına da alıştıran kişi oldu. Biraz ağırdan alıp tembellik etsem de Yoga
artık hayatımın bir parçası; kolay kolay da vazgeçmem...
Onlarla başlayan bu yolculuk beni bambaşka
yaratıcı insanlarla da tanıştırdı. Özlem Selek, Serap Yücel Es şimdi gittikçe büyüyen
farklı bir çevrem oluştu.
Yaratılan her bir eserle başka bir mutluluk keyifle paylaşılıyor.
Kendinde var olan böylesi yeteneklerini
paylaşarak, bu işe sadece ilgi duyanlara büyük özveriyle öğreten böylesi isimsiz
kahramanların da çok olduğunu biliyorum. Bildiğini sadece kendine saklayanların
dünyasında onlar bana göre gerçek birer kahraman... Değerlerinin de bu noktada
bilinmesi önem taşıyor. Her birine bir kez daha teşekkürler...
Fotoğraflar: Teoman Murat Demiroğlu