Hayaller... Senin olmasıyla ilgili
canlandırdığın o oyun alanındaki keyifler. Hiç senin olmayacakmış heyecanı.
Olunca da “aaa ama oldu” şaşkınlığı. Hayaller üzerine çok yazıldı çizildi.
Olmayacak gibi gelenlerin kolaylıkla hayata geçmesi ise genellikle mucize
olarak nitelendirildi.
Oysa oluyor. Hayat sana bu duruşu kazandırma
yolunu hep açıyor aslında. Görüp görmemek; bakıp bakmamak var biraz. Biraz da
hep vurguladığım seçimler dünyası. Ben hayal dünyasında yaşamıyorum tam tersine
oldukça karanlık bir alandan geldim desem hiç de abartmış olmam. Umudunu
yitirmeyenlerin arasındayım ben, olanlara karşı uzun zaman karamsar, korkak,
çekimser davranan yanım yeni yöntemler buldu kendine. Olana daha başka açılarla
bakabilme şansını yakaladı.
Öyle büyük laflarla “bu kesin doğru”larım yok
artık benim, değişebilir her şey; havam, suyum, yerim, yurdum. Değişebilir tüm
çevrem...
Gerçek olan da değişebilir, inandıklarım,
bugüne kadar değer verdiklerim. Bu bir kaçış değil; bu körü körüne bağlanmanın
zincirlerini kırmak bir yerde sınırlandırdığın her bir alanın esaretinden
kurtulmak. Her yerden bakabilmek mesela, herkesi seçimleriyle kabul etmek;
yargılamamak.
Uzun zamandır deniyorum. Yöntemleri, kendimi,
çevremi... Ulaştığım noktada şu anda başarmak isteğim bir adımı attım bile.
Yazmak...
Durdurmuyorum artık kendimi, bir diğeri
uğruna. Sen de yapma. İçinde yapmak, adım atmak istediğin bir alanı sadece “ne
derler?” mantığıyla sınırlandırma. Baktığında herkes kendince olanı sürdürmeye
devam ediyor. Bu da senin seçimin...
Bunu kendime de itiraf ettiğim gün blogu da
yazmaya başladım yeniden. Sonra baktım ki vermek istediğim yeterince kendini
bulamıyor. Sordum... Bu bloğun harika görünmesi için neler mümkün?
Aynı gün kendisi de blog yazarı olan kuzenim
Ebru’yla konuşurken, gul_tasarimm’ı önerdi. Çok değil bir haftada blogum
hazırdı hem de istediğimin bile ötesinde bir tasarımla.
Şimdi her açışımda sayfayı, “bir hayal daha
gerçek oldu” diyorum gülümseyerek. Hayallerin gerçek olmasını seçin, gönüllü
olun. Bu gereksiz mutluluklar dağıtmak, sizi gerçekten uzaklaştırmak değil;
aksine sizin varlığınızın kanıtlanması. Hayata daha bir bağlanma, daha keyifle
neşelenme kaynağı...
Birlikte başka neler mümkün?
Canım benim,Asla hayallerinden vazgeçme.Ben bunu öğrendim.Sevgiler...
YanıtlaSil