15 Aralık 2014 Pazartesi

BİRİ KİLO MU DEDİ..

Bugün anlatmak istediklerim öyle çok ki. Hafta sonu ara vermiyorum normalde İstanbul’a eğitim vermek için gittim. Access Bars® Uygulayıcı Eğitimi... Bu eğitim Access®’in başlangıç düzeyi eğitimi olarak da kabul ediliyor. Bu uygulamayla ilgili bilgilendirmeyi yakın zamanda yapacağım. Bana gelen geri dönüşlerden merak edilen bir konu olduğunun farkındayım.

Bugün anlatmak istediğim deneyimse kadın erkek demeden ortak olarak yaşadığımız bir durum... KİLO...


Benim son bir kaç yılda en büyük kabusumdu. Hatta uzun süre takılıp kaldım da diyebilirim. Çünkü henüz genç sayılabilecek bir bedenin bu kadar depolama yapması hoşuma gitmiyordu. Sağlıklı ve keyifle, neşeyle de kilo vermek istiyorum. Eee bir de kısa sürede olursa, verilenler geri alınmazsa süper olurdu...

Elbette her zamanki gibi sordum...

Sormayı seviyorum, bedenime sordum. Tabi en önce onun da onayını alarak... Kendine yolculukta bedenin her bir parçan çok değerli. Doğayla konuşabildiğin gibi bedeninle de konuşabilirsin.

Ben de sordum; “Kolaylıkla, neşe ile kilo vermemiz için başka neler mümkün?”

Birkaç gün sonra Ankara’da bulunan arkadaşım Ebru’yla konuştuk. Yeni bir çalışma başlattığını söyledi. Regresyon Çalışmasında beraber yürüttüğümüz seanslarından oldukça verim aldığımdan “yapalım tabii ki varım” dedim hemen.

Bu deneyimlerde, kişinin en önemli karar mekanizması kendisi. Kendinize soru sormaktan çekinmeyin. Alacağınız yanıt sizin doğrunuzdur. Ben yanıtı almıştım. Ankara’da bir buluşma ayarladık, çalışma Ebru’nun geçmişte aldığı eğitimlerin bir derlemesi gibiydi. Daha önceden uyguladığı yöntemlerin harmanı...

Uzun zamandır, bedenimde hapsettiğim tıkanıklıkların 10-15 dk gibi kısa bir sürede çözülmesi. Bedenimdeki rahatlamayı daha ilk bir kaç saatte hissetmiştim. Sürekli bir yemek yeme ihtiyacında olan ben, birkaç lokma ile doyuyordum. Bugüne özgü düşündüm. Yeni yaptık çalışmayı...

Ertesi gün uyandığımda, fark ettim ki; sadece o güne özgü değilmiş. Kahvaltı en sevdiğim, son dönemde en fazla yiyecek tükettiğim öğün. Bir dilim ekmek, bir parça peynir, 2-3 zeytin ve taze sebzeyle geçen bir kahvaltı. Aynı diyetlerde verildiği gibi... Bedenim kendini yoranı değil, kendini besleyeni seçmişti. Bunu yaparken de öyle zorlamayla; “bunu bu kadar yemeliyim, yoksa kilo alırım” düşüncesi olmadan kendiliğinden. Çalışmaya başlayalı 20 günü geçti. Öyle hızla, sağlıksız biçimde değil; tam tersine kendiliğinden oluşan bir zayıflama söz konusu. Tartılmak istemiyorum, seçmiyorum. İhtiyaç duymuyorum.

Ara zamanlarda bedenim acıktığını hissettiriyor, öyle eskisi gibi değil. Günde 2-3 saatte bir canım ne isterse ondan yiyorum. Zaten beden istediği kadarını yiyor. Doyduğumda da o doygunluk hissiyle yemeyi bırakıyorum.

Oluşan durum bedenim, ruhum için harika bir deneyim. Artık yemek benim için olumlu bir davranış halini aldı. Sağlıklı beslenmek dedikleri bu olmalı... Bedenime yaptığım en büyük eziyetten onu azat ettim...

Başka neler mümkün?

Çalışmayı yapan Ebru İnderesi Mutlu, kendisine Facebook üzerinde bulunan “Geçmiş Yaşam-Regresyon Terapisi” sayfasından da ulaşabilirsiniz.





Share

2 yorum:

  1. dilediğini yiyebilmek bu hayatta büyük özgürlük, öyle değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu hakikaten öenmli bir seçim :) Hele benim gibi yemekten büyük zevk alan biri için...

      Sil

Yorumlarınız Bizim İçin Çok Değerli..

SYMRNAİZ BÜTÜN HAKLARI SAKLIDIR. ©2014

TASARIM-GULTASARİM