4 Temmuz 2015 Cumartesi

Denge

Bugün Sevgi’min doğum günü... Gidişiyle beni gerçek dünyayı öğrenme gerçekliğiyle baş başa bırakmasının üstünden ise 11 yıl geçmiş. Ben şanslıyım, Sevgi’m, Sevgi’lim o benim annemdi...

Hayatı bir kadın zarafetinde kucaklayan, varlığıyla gittiği her yeri neşelendiren kahkaha dolu bir insan. Çok öğrendik beraber, çok öğretti. Bir insan hep mi neşeli olur? (Sonradan dış dünyanın asık suratlılığına alışmamı zorlaştırsa da!) Olurmuş, oluyormuş.

Herkesin annesi özeldir. Sevgi’mm de çok özeldi. Güzelliği her zaman kendiyle bütünleşen bir dünya. Adının gizeminde saklı kalmış bir duygunun gerçek dağıtıcısı...

Sonra bir gün gidiverdi bu dünyadan. Her birimize o sonsuz sevgisini bırakarak. Eskilerde çok üzüldüm buna, yaş kaç olursa olsun, anneler farklı. Ruh özlüyor, oturtamıyor; boşluğu doldurmak isterken bambaşka yönlere kayıyor toparlayamıyor. Sonra zamanla uyum sağlıyor. Ya da en azından bu çabayı gösteriyor. “Hayat bu!” denilen basit bir cümleyle gerçekle yüzleşiveriyor. Bunu anlatıyorum, hayatımda son dönem edindiğim örneklerle ve onların hayatla kavgaları adına önem taşıyor.

Demem o ki aslında “hayat bu!”...

Bir varlığın diğerine üstünlük kurma çatışmalarının dışında; muhteşem bir uyuma sahip. Buna ilk izin veren atalarımızın döneminden bugüne üstünlük yarışında enteresan bakış açımla eşitlik söz konusu....

Kısaca bu dünyada kazanan, kaybeden yok...

Bir zaman gelir, en yenilmez olur; dünyaları yaratır kocaman olursun...

Sonra bir an gelir o yaratığın dünyaların altındasın.

Zıtlıklar alanı bizim dünyamız; her şey iki... Güzel-çirkin, iyi-kötü, zengin-fakir, tembel-çalışkan... Var mı bir üstünlük? Bugüne kadar edindiğim deneyimlerle rahatça diyebilirim ki “yok”...

Olamaz da. “Yegane yaratılış farkındalığı” diyorum buna. Hayatı böyle anlamlandırmanın neşesini sürüyorum. Bir gün kazanır; bir gün kaybedersin dengesinde. Bu aşamaya gelinceye kadar direnmedim mi, çabalamadım mı? Aslına bakarsan epey bir uğraştım da. Sonuç mu? Bir “hiç”. Umutsuzluğun hiç’i değil bu. Tam tersine kazanımların “hiç”i.

Farkındalığa ulaşmanın getirmeye başladığı bu “hiç”lik duygusu, aslen kavgaların, sürtüşmelerin, rekabetin, savaşın “hiç”i. Dirençlerin, ben’lerin “hiç”i.

Hayatıma eklediği ise, yargısızlık... Ve en önemlisi denge...


Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Tanrınız büyük amenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba

Bütün ağaçlarla uyuşmuşum
Kalabalık ha olmuş ha olmamış
Sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
Ama sokaklar şöyleymiş
Ağaçlar böyleymiş
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız

Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yan gelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız


TURGUT UYAR

Fot: Teoman Murat Demiroğlu

Share

13 yorum:

  1. Sevgili Hande
    Yemek Blog Yazarı olarak uğradığım sayfanızda, yazıyı okuyup kendime gelemedim...Ne diyebilirim ki ,siz zaten özetlemişsiniz böyle bir durum karşınızda duyguları.Hayatta her şey bizler için. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayatın hediyeleri diyorum ben onlara artık gitmiş olsalar da 😊sevgiler...

      Sil
  2. Turgut Uyar'ın şiirine bayıldım.

    YanıtlaSil
  3. Canım benim ne güzel yazmışsın.

    YanıtlaSil
  4. Allah rahmet eylesin.. Yıllar geçse de alışamaz insan.. Sonra da "hayat bu" deyip denge kurmaya çalışırız.
    Anneniz hep o kahkahalarıyla kalsın aklınızda. Sevgiyle kalın..

    YanıtlaSil
  5. Sevgili anneciğinizin ve daimi evlerine uğurladıklarımız nurlar içinde mekanları cennet olsun inş.
    Çok güzel ve duygu yüklü olmuş yazınız. sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. Yüreğinize sağlık... Bayıldım

    YanıtlaSil
  7. nur içinde yatsın.. alışılmıyor,7 sene oldu ben de kaybedeli,annem gideli..
    kaleminize sağlık...:(

    YanıtlaSil

Yorumlarınız Bizim İçin Çok Değerli..

SYMRNAİZ BÜTÜN HAKLARI SAKLIDIR. ©2014

TASARIM-GULTASARİM