
İnternette, yazılarda, kitaplarda dolaşan
milyonlarca söz var. Kiminin sahibi belli kimisi de öylece salınıveriyor
ortaya. Kiminin doğruluk payı da var ancak çoğu yargı içeren keskinlikte olduğu
için paylaşmayı seçmiyorum. Bunlardan bir tanesi de “beklentiler üzer”. Başı
sonu var mı bilinmez bu anlatım hep ortalarda. Herkesin ortak üzüntü kaynağı
olan bu "beklenti" denen kavram ne?
Küçük bir araştırma yaptım, örneğin bu kavram
sözlükte “Bireyin belli şart ve
durumların alacağı biçimler veya kendisinden beklenenler konusundaki öngörüsü” olarak tanımlanıyor. Demek ki belli şartlar ve
durumlar söz konusu. Aynı zamanda kişinin kendinden de beklenenler var
kapsamda. Bir de öngörü meselesi.
Belirtmekte fayda var, “öngörü” kısmı önemli çünkü kişinin yaptığı ile kendinden beklenti
olarak umulan arasında doğru bir ilişki kurulamazsa bir de üstüne sağlıklı bir
iletişim de söz konusu değilse taraflardan biri ya da bir kısmı ciddi hasar
görebilir.
Kavramı oluşturan bileşenler aslında açık,
peki bu tanım bütünü karşılıyor mu? Beni pek de memnun etmedi. Teorikte böyle
bir tanım “beklenti” kavramını karşılasa da pratikte bunun pek de böyle
olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz. Karşılıklı ilişkilerin “başı” ve “sonu”
arasındaki her türden duruma işaret eden bir örümcek ağından söz ediyoruz
bence.
Enteresan bakış açımla, karşı tarafın bir kişi
ya da durum olarak düşünüldüğünde; onun
bize hizmet etmesi koşulsuzca taleplerimizi karşılaması bencilliği olarak
tanımlıyorum ben bunu. Ve burada da kendi tanımımda “bencillik” kısmının kalın
kalın altını çiziyorum.
Benim gördüğüme göre şekillenmeye başladı
“beklenti”. Şimdi de gündelik yaşamın devamlılığı için, hayati önem
taşıyan beklentiler var mıdır? bir de
bunu değerlendirelim. Beklentiler kişiden kişiye değişim gösterdiğine göre bana
göre hayati beklenti diye bir şey yoktur!
Sonuçta kişi beklentisini ya kendi ya da
dışarıdan biri veya durum aracılığıyla oluşturuyorsa; o zaman dışarıdan gelen
güçlü etkenler söz konusu burada da kişi aslında kendinden değil; dışarıdan
baskılananlar konusunda karar veriyor durumdadır. Bunlara tüm yaşamı boyunca
öğrendikleri de eşlik edince örümcek ağı da yavaş yavaş oluşmaya başlar. Hoppp
oldu mu size karmaşa.
“Senden bunu beklemezdim”; “ben ondan şu
işleri yapmasını bekledim ama yapmadı”; “sorular beklediğim yerden gelmedi”;
“beklediğim gibi biri değilmişsin” buna benzer milyonlarca örneği buraya
sıralayabilirim. Hepsinin ortak noktası birey olarak ben’in isyanı. Karşı
tarafın bu durumdan haberi dahi yok belki de. Üstelik kendinden beklenen
konusunda da karmaşa var. Sadece sen bekliyorsan, ben’im varlığımın bunda suçu
ne? Ben benden böyle beklenti içerisine girmeni istemiyordur belki de. Bu
anlamsızlığı daha da uzatabiliriz. Oysa beklentilerin kendisi zaten anlamsız!
Birinin bizim düşüncelerimizi okuma, bunları
hissedebilme gibi yetenekleri yoksa bu
bahsettiğimiz öngörünün de şekillenmesi gerçekten de zor. Çok basit bir
alıştırma çıkartın hayatınızdan beklentileri, sıfırlayın (Access
Consciousness™’ın bununla ilgili bir sürü sözlü prosesi mevcut).
Bu ağırlığın diğer bir adımı beklentiler
aracılığıyla suçlamaktır. Temizleyin
onları da. Hiç kimseyle alışverişiniz kalmasın bu anlamda. En ufak bir beklenti
zerresini bile silin. Şimdi neredesiniz?
Veeee en büyük adıma hazırız, sorumluluğu
tamamen üstlenmek. Beklentilerin engellediği bir durum da kendi sorumluğumuzu
ele almamak olarak ortaya çıkabilir. Başkalarına dair geliştirilen beklentiler
sözsel olarak ciddi bir biçimde tanımlanmadığında havada kalan düşüncelerden
ibarettir. Açık bir dille söylenmediği müddetçe bir kişinin sizin ifade etmek istediğiniz bu algı içerisine girmesi öngörünün
ötesinde telepatik bir iletişim biçimini gerektirir ki bu iletişim şekli henüz
dünyada deneme aşamasında.
Kısaca “beklentiler üzer”... Kimseden veya
durumdan herhangi bir beklentiniz olmazsa hayatınız parlamaya başlar. Kimse sizin
için sadece siz bekliyorsunuz diye öyle davranmak zorunda da değildir. Şimdi
arkadaşlık, iş, aile ilişkilerinizi bir kez daha gözden geçirmenizi rica
ediyorum sizden. Beklenti tanımına giren her bir düşünce kalıbını daha
cümleleşmeden atın hayatınızdan… Çok hafiflediğinizi hissedeceksiniz.
beklentiler çoğu zaman hayal kırıklığı ile sonuçlanıyor
YanıtlaSilKesinlikle çok haklısın cnm ama işte tecrübe ettikçe insanlardan ve belki de kendinden bile beklentilerini minimuma indiriyor ve bu hayatta herkes her şeyi yapabilir mantığını kabul ediyorsun. Bu güzel bir şey aslında, en azından yara almadan kurtuluyorsun ;)) Eline sağlık harika bir yazı olmuş...
YanıtlaSilTeşekkür ederim Tuğba :)
SilÇok güzel bir yazı olmuş teşekkürler .Beklenti için de olmak bir tür boşluğa düşmüş gibi olmaktan farkı yok.
YanıtlaSilBen teşekkür ederim :)
Silbeklentiler büyük olunca hayal kırıklığı da büyük oluyor bazı şeyleri bazı insanlardan beklemek olabilir ama aşırı da yüklenmemek lazım bence..
YanıtlaSilBeklentilerin karşı tarafın haberi olmadan üretilmesi asıl sıkıntı sanırım. Karşı tarafa doğrudan iletmek de bir çözüm olabilir :) sevgiler...
SilBeklenti içine girince ben de hayal kırıklığına uğrarım genelde. Kişi kendi yaratmalı bazı şeyleri, olmadı açıkca dile getirmeli istediğini. Karşısındaki anlasın diye beklerse....
YanıtlaSilAçıkça dile getirebilmek, o ağırlığı taşımaktan daha iyi bir seçim gibi geliyor bana da…
SilÇok güzel bir yazı hazırlamışsınız, ama uygulaması çok zor. Etrafımızda beklentileriyle etrafına kabuslar yaşatan o kadar çok insan var ki.Az çok hepimizde var tabii ama çok haklısınız , beklentileri çıkardık mı hayatımızdan çok hafifleriz.Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim sevgiler...
SilGüzel bir paylaşım olmuş benimde her beklentim hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştır dediğiniz gibi beklentiler üzer ama yınede vazgeçemiyoruz nedense..
YanıtlaSilteşekkür ederim sevgiler...
SilKesinlikle katılmıyorum, hiç kimseden bir beklentimiz olmazsa daha mutlu oluruz, hayal kırıklığı yaşamayız. Sevgiler... http://bizimmutfakdan.wordpress.com/
YanıtlaSilSevgiler...
Silbeklentileri beklenmeyecek kişilerle yaşamamak gerekiyordur belki de :D
YanıtlaSilO da bir seçim elbette :) sevgiler
SilÇok güzel bir yazı olmuş (:
YanıtlaSilBeklentiler insanı gerçekten yorar. Dış baskılar insanı yıpratır. Maalesef... Ama hayatın büyük bölümü de buna bağlı sanki... İçinden çıkılmaz bir kısır döngü...:(
YanıtlaSilDöngüleri yıkmak da biraz bize bağlı gibi geliyor bana. Sonuçta onlarda hayata tutunmak adına zorunlu kıldığımız dışsal engelleyiciler :) sevgiler...
SilAh ah maalesef yapamadığımız bir şey. Mutlaka beklenti içine girip olmayınca da büyük hayal kırıklığı yaşıyoruz. Keşke her şeyi herkesi olduğu gibi kabul edebilsek.
YanıtlaSilBu da bir seçim:))) sevgiler…
SilBir beklenti içerisinde olmak aslında bir çıkar ilişkisinde olmaktır. İşin içinde çıkar varsa zaten o insanları da hayatından çıkarmak gerekebilir.
YanıtlaSilBende aynı fikirdeyim beklentilerin çoğu çıkarlara hizmet eden nitelikte.İlişkilerde düzenlenmesi kişinin tercihi.
Sil