23 Haziran 2015 Salı

Beklentiler sarmış dört bir yanımı….

Hayatın insan eliyle düzenlenmiş kısmının en büyük bileşeni sanırım beklentiler! Yaklaşık bir haftadır, okuduğum kitaplarda, yazılarda sürekli karşılaşıyorum; dün de bir hocam bunu yeniden dile getirince “beklentileri” yazmaya karar verdim.

İnternette, yazılarda, kitaplarda dolaşan milyonlarca söz var. Kiminin sahibi belli kimisi de öylece salınıveriyor ortaya. Kiminin doğruluk payı da var ancak çoğu yargı içeren keskinlikte olduğu için paylaşmayı seçmiyorum. Bunlardan bir tanesi de “beklentiler üzer”. Başı sonu var mı bilinmez bu anlatım hep ortalarda. Herkesin ortak üzüntü kaynağı olan bu "beklenti" denen kavram ne?

Küçük bir araştırma yaptım, örneğin bu kavram sözlükte “Bireyin belli şart ve durumların alacağı biçimler veya kendisinden beklenenler konusundaki öngörüsü”  olarak tanımlanıyor. Demek ki belli şartlar ve durumlar söz konusu. Aynı zamanda kişinin kendinden de beklenenler var kapsamda. Bir de öngörü meselesi.

Belirtmekte fayda var, “öngörü” kısmı önemli çünkü kişinin yaptığı ile kendinden beklenti olarak umulan arasında doğru bir ilişki kurulamazsa bir de üstüne sağlıklı bir iletişim de söz konusu değilse taraflardan biri ya da bir kısmı ciddi hasar görebilir. 

Kavramı oluşturan bileşenler aslında açık, peki bu tanım bütünü karşılıyor mu? Beni pek de memnun etmedi. Teorikte böyle bir tanım “beklenti” kavramını karşılasa da pratikte bunun pek de böyle olmadığını rahatlıkla görebiliyoruz. Karşılıklı ilişkilerin “başı” ve “sonu” arasındaki her türden duruma işaret eden bir örümcek ağından söz ediyoruz bence.

Enteresan bakış açımla, karşı tarafın bir kişi ya da durum olarak  düşünüldüğünde; onun bize hizmet etmesi koşulsuzca taleplerimizi karşılaması bencilliği olarak tanımlıyorum ben bunu. Ve burada da kendi tanımımda “bencillik” kısmının kalın kalın altını çiziyorum.

Benim gördüğüme göre şekillenmeye başladı “beklenti”. Şimdi de gündelik yaşamın devamlılığı için, hayati önem taşıyan  beklentiler var mıdır? bir de bunu değerlendirelim. Beklentiler kişiden kişiye değişim gösterdiğine göre bana göre hayati beklenti diye bir şey yoktur!

Sonuçta kişi beklentisini ya kendi ya da dışarıdan biri veya durum aracılığıyla oluşturuyorsa; o zaman dışarıdan gelen güçlü etkenler söz konusu burada da kişi aslında kendinden değil; dışarıdan baskılananlar konusunda karar veriyor durumdadır. Bunlara tüm yaşamı boyunca öğrendikleri de eşlik edince örümcek ağı da yavaş yavaş oluşmaya başlar. Hoppp oldu mu size karmaşa.

“Senden bunu beklemezdim”; “ben ondan şu işleri yapmasını bekledim ama yapmadı”; “sorular beklediğim yerden gelmedi”; “beklediğim gibi biri değilmişsin” buna benzer milyonlarca örneği buraya sıralayabilirim. Hepsinin ortak noktası birey olarak ben’in isyanı. Karşı tarafın bu durumdan haberi dahi yok belki de. Üstelik kendinden beklenen konusunda da karmaşa var. Sadece sen bekliyorsan, ben’im varlığımın bunda suçu ne? Ben benden böyle beklenti içerisine girmeni istemiyordur belki de. Bu anlamsızlığı daha da uzatabiliriz. Oysa beklentilerin kendisi zaten anlamsız!

Birinin bizim düşüncelerimizi okuma, bunları hissedebilme gibi yetenekleri yoksa  bu bahsettiğimiz öngörünün de şekillenmesi gerçekten de zor. Çok basit bir alıştırma çıkartın hayatınızdan beklentileri, sıfırlayın (Access Consciousness™’ın bununla ilgili bir sürü sözlü prosesi mevcut).

Bu ağırlığın diğer bir adımı beklentiler aracılığıyla suçlamaktır.  Temizleyin onları da. Hiç kimseyle alışverişiniz kalmasın bu anlamda. En ufak bir beklenti zerresini bile silin. Şimdi neredesiniz?

Veeee en büyük adıma hazırız, sorumluluğu tamamen üstlenmek. Beklentilerin engellediği bir durum da kendi sorumluğumuzu ele almamak olarak ortaya çıkabilir. Başkalarına dair geliştirilen beklentiler sözsel olarak ciddi bir biçimde tanımlanmadığında havada kalan düşüncelerden ibarettir. Açık bir dille söylenmediği müddetçe bir kişinin sizin ifade etmek istediğiniz bu algı içerisine girmesi öngörünün ötesinde telepatik bir iletişim biçimini gerektirir ki bu iletişim şekli henüz dünyada deneme aşamasında.


Kısaca “beklentiler üzer”... Kimseden veya durumdan herhangi bir beklentiniz olmazsa hayatınız parlamaya başlar. Kimse sizin için sadece siz bekliyorsunuz diye öyle davranmak zorunda da değildir. Şimdi arkadaşlık, iş, aile ilişkilerinizi bir kez daha gözden geçirmenizi rica ediyorum sizden. Beklenti tanımına giren her bir düşünce kalıbını daha cümleleşmeden atın hayatınızdan… Çok hafiflediğinizi hissedeceksiniz.

Share

24 yorum:

  1. beklentiler çoğu zaman hayal kırıklığı ile sonuçlanıyor

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle çok haklısın cnm ama işte tecrübe ettikçe insanlardan ve belki de kendinden bile beklentilerini minimuma indiriyor ve bu hayatta herkes her şeyi yapabilir mantığını kabul ediyorsun. Bu güzel bir şey aslında, en azından yara almadan kurtuluyorsun ;)) Eline sağlık harika bir yazı olmuş...

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel bir yazı olmuş teşekkürler .Beklenti için de olmak bir tür boşluğa düşmüş gibi olmaktan farkı yok.

    YanıtlaSil
  4. beklentiler büyük olunca hayal kırıklığı da büyük oluyor bazı şeyleri bazı insanlardan beklemek olabilir ama aşırı da yüklenmemek lazım bence..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklentilerin karşı tarafın haberi olmadan üretilmesi asıl sıkıntı sanırım. Karşı tarafa doğrudan iletmek de bir çözüm olabilir :) sevgiler...

      Sil
  5. Beklenti içine girince ben de hayal kırıklığına uğrarım genelde. Kişi kendi yaratmalı bazı şeyleri, olmadı açıkca dile getirmeli istediğini. Karşısındaki anlasın diye beklerse....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkça dile getirebilmek, o ağırlığı taşımaktan daha iyi bir seçim gibi geliyor bana da…

      Sil
  6. Çok güzel bir yazı hazırlamışsınız, ama uygulaması çok zor. Etrafımızda beklentileriyle etrafına kabuslar yaşatan o kadar çok insan var ki.Az çok hepimizde var tabii ama çok haklısınız , beklentileri çıkardık mı hayatımızdan çok hafifleriz.Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Güzel bir paylaşım olmuş benimde her beklentim hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştır dediğiniz gibi beklentiler üzer ama yınede vazgeçemiyoruz nedense..

    YanıtlaSil
  8. Kesinlikle katılmıyorum, hiç kimseden bir beklentimiz olmazsa daha mutlu oluruz, hayal kırıklığı yaşamayız. Sevgiler... http://bizimmutfakdan.wordpress.com/

    YanıtlaSil
  9. beklentileri beklenmeyecek kişilerle yaşamamak gerekiyordur belki de :D

    YanıtlaSil
  10. Beklentiler insanı gerçekten yorar. Dış baskılar insanı yıpratır. Maalesef... Ama hayatın büyük bölümü de buna bağlı sanki... İçinden çıkılmaz bir kısır döngü...:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Döngüleri yıkmak da biraz bize bağlı gibi geliyor bana. Sonuçta onlarda hayata tutunmak adına zorunlu kıldığımız dışsal engelleyiciler :) sevgiler...

      Sil
  11. Ah ah maalesef yapamadığımız bir şey. Mutlaka beklenti içine girip olmayınca da büyük hayal kırıklığı yaşıyoruz. Keşke her şeyi herkesi olduğu gibi kabul edebilsek.

    YanıtlaSil
  12. Bir beklenti içerisinde olmak aslında bir çıkar ilişkisinde olmaktır. İşin içinde çıkar varsa zaten o insanları da hayatından çıkarmak gerekebilir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende aynı fikirdeyim beklentilerin çoğu çıkarlara hizmet eden nitelikte.İlişkilerde düzenlenmesi kişinin tercihi.

      Sil

Yorumlarınız Bizim İçin Çok Değerli..

SYMRNAİZ BÜTÜN HAKLARI SAKLIDIR. ©2014

TASARIM-GULTASARİM