Yorgunluk, yoğunluk, karmaşa, hırslar,
mücadele eşittir başarı mıdır?
Ya da başarı eşittir mutluluk?
Ya da başarı nedir?
Başarmak, “bir işi istenilen biçimde bitirmek”
olarak ifade edilir sözlüklerde.
İstenilen şekilde olan kısmına takılıyorum ben. İstenilen dendiğinde
dışardan gelen bir güç hissediyorum kelimenin anlamında. Kendinden değil de
dışardan istenilen gibi.
Çocukluğumdan beri sorguladığım bir alan
burası. Başarmak, başarı dışarıdan bakıldığında toz pembe bir duruşa işaret
ederken; yitirilen hayatları da simgeliyor sanki. İçi boşaltılmış sadece
dışarının istediği gibi geliyor bana.
Yapmıyor muyuz; hepimiz böyle yaşıyoruz
aslında. Dışardan olana kendini ispatlama çabasıyla. Yürümek öyle değildi
mesela. Doğaldı, kendiliğinden gelen bir başarı hikayesi o. Aslında o yaş
dönemlerinde yapılan her şey kişisel başarılardı. Sonra olan oldu, eğitimler,
aile, arkadaş çevresi, büyükler, çevrendekiler, derken hooop sıyrılıverdi
benlik kendinden. Olmayan biri gibi sürekli başarılı olma telaşına giriverdi. Aşkı,
sevgiyi, doğayı, hatta yürümeyi bile unuttu.
Başarının getirdiği kolaylıklar dünyasında
geziyor şimdi ruhlar. Geziyor da kendi değil sanki. Zamanın birinde söylenmiş;
“mutluluğun sırrı bu” diye. Şimdi koşuyor da koşuyor... Yakalayamıyor oysa.
Akşam yalnızlıkla bütünleştiğinde yetmediğini anladığı bir alanda kendiyle
kalakaldığında anlıyor. O zaman baktığı kendiyle dışarısı arasında çırpınan bir
ruh hissediyor ama boşuna. Öğrenilmiş olan daha ağır basıyor. “Başarılar beni
mutlu eder” yalanını bir kez daha söyleyip dalıyor uykusuna.
Bedenin doğayla bütünleştiğinde verdiği
tepkiler düşünüldüğünde aslında ait olduğuna yönelme hissi herkesin ortak
hayali. Başarmanın ötesine geçen ruhun çırpınışının sesi de bu. Kendi olamayan,
hep başkalarına yönelen ruhun isyanı bu.
Biraz da kendi olma adımının korkusu. Kendin
olursan sorumluluk sana ait, kendin olursan sadece sen varsın, kendin olursan
yapmak istediklerin var, kendin olursan çırpınmaz ruhun, kendin olursan
mutluluk tam da sensin....
Kendin olursan ..........
Aynnen böyle. Başka neler mümkün?
YanıtlaSilKendi olmayan, hep başkalarına yönelen ruh, elbet isyan eder. İnsanın en yalın olduğu hali kendi olduğu zamandır.
YanıtlaSilçok doğru..Bloğunzuu takibe aldım bende bekliyorum
YanıtlaSilyüreğine sağlık...
YanıtlaSil