3 Aralık 2014 Çarşamba

Başlangıç


Hikaye kendimle başladı elbette. Kendini buralara ait hissetmeme, buralardaki yaşamların içinde var olamama duygusunun ağırlığıyla başladı herşey. Öyle sıkılmak falan değil, bildiğin kaçmak; kurtulmak… Yaptığın her şeye rağmen eksik kalanın varlığı. En başta anlamlandıramadığım bu boşluk zamanla genişlemeye başladı. Kara delik misali, dolmuyor da.

Çevremde bir sürü akış, değişim, gelişim, gerileme… Ben hep aynı noktada… Zamanla rahatsız etmeye  başladı. Anlamlandıramadığını anlatamazsın. Tamam gündelik hayatın getirdikleri kendi sınırları ölçüsünde devam ediyordu da; zorlayarak sürdürülen bir yaşam mutlu etmiyordu ki…

İşte tam da bu düzeyde artık ruh isyana başladı. Olmuyordu… Binlerce sıkışmış sorunun içinde cevaplar bulmaya çalışan bir ben.

Bir de tabi şu var bu engellenebilir bir şey değil; bunu herkesin ortak yaşamadığını artık biliyorum. Birbirinden farklı olmanın kaynağı da bu olsa gerek, birini rahatsız eden bir diğerinin en büyük mutluluğu olabiliyor bu dünyada. Yani karmakarışık insan davranışlarının ortasında, yine karmakarışık bir insan olarak kalakalmıştım.  Bir yön bulmanın zamanıydı, her şeyden vazgeçip uzaklaşmak kuvvetli bir seçimken; aynı aklın gideceği yerde de aynı davranışları devam ettireceği fikri gelişti bu kez.

Stephen Hawking'in Kara Delikler ve Bebek Evrenler kitabında söylediği gibi; "Tüm biyolojiyi yöneten denklemleri ilke olarak bilmemize karşın insan davranışının incelenmesini uygulamalı matematiğin bir dalına indirgeyemiyoruz". Beden, ruh ve zihin üçgeninde de durum aynen bundan ibaretti,  formülize edilemeyen davranış örnekleri.

Toplumsal gerçeklikte buna pek çok isim verilebiliyor; yani kısaca kalıplara sokulmak işten bile değil. Günümüz dünyasının en sevdiği o kalıplara sığmamak meselesi ise eşittir "delilik".

Başlangıçta durum kısaca böyle özetlenebilir. Peki sonra ne oldu?

Arayış başladı… Bu dünyada var olmanın sadece insan, anne, çocuk, çalışan kadın vs… hangi rolleri saymak istersen olmadığı gerçeğiyle yüzleştim. Burada sadece iş yerinde çalışmak, evde işleri düzenlemek, başarılı olmak adına gerekli puanları almak, çocuğunla ilgilenmek, arkadaşlarının yanında olmaktan ibaret olmadığını; daha fazlasının sunulmuş olduğu bu alanda kendi kendimizi, yarattığımız sınırlarla daralttığımızı fark ettim…

Bu tabi ki hızla ve hemen olmadı. Yaşanan her bir deneyim beni bir adım ileriye taşıdı. Şu an durduğum yer iki-üç sene öncesine dayanıyor. Öyle kolay olduğunu da iddia etmiyorum, sadece fark etmekle başlanan bu yolda geri kalanın senden ibaret olduğunu bil isterim. İşin küçük sırrı tam da burası…

Sen istersen herşey değişir...


Not: Bu anlattıklarım, benim yaşadıklarım, deneyimlerim, farkındalıklarım… Dedim ya her birimiz birbirimizden farklıyız diye; burada da bunu özellikle vurgulamak isterim bu yazılarda anlatılanlar benim bakış açım, dolayısıyla okumak ve değerlendirmeye almak senin seçimin.

Share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız Bizim İçin Çok Değerli..

SYMRNAİZ BÜTÜN HAKLARI SAKLIDIR. ©2014

TASARIM-GULTASARİM