30 Ocak 2014 Perşembe

Kendi yaşamını eline almak mümkün mü?

Kendi yaşamını eline almak mümkün mü? Bunu yaşantım içersinde kaç defa kendime sorduğumu hatırlamıyorum. Çocukluktan bu yana içinde kalınan durumlar neticesinde böyle saflıkla "evet, mümkün" dediğimi ben hatırlayamıyorum.

Yaşam denilen büyük yolculuğun başladığı ilk andan itibaren sanki, kendininmişçesine başkalarına ait yaşadığımızı ise ancak 34 yaşıma geldiğimde anlayabildim. Bana göre hayat benim hayatım, kararlar benim, doğrular, yanlışlar, pişmanlıklar akla gelen ne varsa hepsi benim…

Dışarıdan öyle gözüküyor; işin ilginç yanı içerden de öyle. Ama iş hissedilenlerle ilgilenmeye başladığına ulaştığında, biraz karmaşıklaşmaya başlıyor. Yönetimin elinden alınmaya başladığını hissediğin anlardan itibaren ruhunun kıpırtıları, huysuzlukları, isyanları da artarak ortaya çıkıveriyor. Bir taraftan kendini ispat etmeye çalışan "sen"; bir taraftan seni yontmaya çalışan bakış açıları, değerler arasında sıkışıp kalan "sen".

Bu arada atlamamak lazım yaşlar da ilerliyor. Eğitimler tamamlanıyor, meslekler bulunuyor hatta evlenilip çocuk sahibi olanlar bile var. Ama ruh oradan cılız sesiyle haykırıyor: "ben de buradayım".

Evet, orada hatta bizi ayakta tutan, yaşam kaynağımız, enerjimiz o aslında. Ama senelerce onu öylesine ihmal ediyor, öylesine hor kullanıyor ve umursamaz davranıyoruz ki; zamanla bu umursamazlığın fiziksel dışavurumları bedenlerimizde ortaya çıkmaya başlıyor.

Bu artık bilimsel olarak da kanıtlandı. Bilim adamları yaşadığımız çağın en büyük sağlık probleminin "stress" kaynaklı olduğunu, insanların psikolojilerini düzelterek bile bazı hastalıkları yenebileceklerini anlatıyorlar. Yani ruhun eğlenmesi, biraz moral kazanması gerekiyor.

Geçen bir film (Açlık Oyunları) repliğinde tanık olduğum cümlede  buldum çözümü; "umut, dünyadaki tüm duyguların üstündedir. Korkunun bile!". Ruhunuzun en son ne zaman bir durum için "umut" taşıdığını bir düşünün. Kendiniz, aileniz, işiniz…Kendime umut olacak alanlar yaratmak benim en yeni çözümlerimden biri. İşe kendimden başlamak, kendi adıma Pandora'nın Kutusu'nu açtım ve ben o kutuda yüzyıllardır gizli kalmış umudumu dışarıya, özgürlüğe kavuşturdum.

Bunun sadece bir yöntemi yok; arayış yolunda, ruhu dinlendirme, dinginleşme yolunda seçeneklerinizin sınırsız olduğunu asla unutmayın. İçinizdeki umutla yeniden konuşmaya, onu serbest bırakmaya karar verdiğiniz an, diğer tüm duyguları (özellikle olumsuz yönde olanları) arkanızda bırakacağınızı da aklınızdan çıkartmayın derim ben...

Share

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınız Bizim İçin Çok Değerli..

SYMRNAİZ BÜTÜN HAKLARI SAKLIDIR. ©2014

TASARIM-GULTASARİM